29 Ekim Cumhuriyet Bayramı İçin Güzel Bir Konuşma Örneği

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Konuşması

Selam size cumhuriyetin çocukları, cumhuriyetin öğretmenleri, cumhuriyetin insanları…

Bugün cumhuriyet bayramı…100. Yaşını doldurmasına tam olarak 7 yıl kalan cumhuriyet..Peki nedir cumhuriyet? Halkın kendisini yönetecek kişi ya da kişileri seçerek, onlara belirli bir süreliğine bu yetkiyi vermesidir. Arapça bir sözcük olan “cumhur” kelimesi “bir araya gelen, toplanan” anlamına gelmektedir. Bir nevi halk anlamına gelmektedir. Cumhuriyet egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu bir yönetim şeklidir. Avrupa’ da 1789 yılındaki Fransız İhtilali ile birlikte, monarşi ve oligarşi yani halkın belirli bir kişi ya da belirli bir aile tarafından yönetilmesi ve halkın onların kulları olduğu düşüncesine dayalı yönetim şekilleri düşmüş ve halkın egemenliği fikri ile birlikte cumhuriyet düşüncesi gelişmiştir. Osmanlı imparatorluğunda, 1870’ lerden itibaren yayılan halk egemenliği düşüncesi ile cumhuriyete yumuşak bir geçiş olarak düşünülebilecek olan iki meşrutiyet denemesi olmuştur. Ancak Padişah’ ın egemenlik hakkını meclis ile paylaşma fikri tam olarak oturmadığı için bu iki girişim de başarısız olmuştur. 29 Ekim 1923’ te ise artık padişah egemenliğini tanımayan genç Türkiye, yönetim şeklini halkın mutlak egemen olduğu cumhuriyet olarak belirlemiştir. Halkın ve hatta birçok aydının henüz tam olarak hazır olmadığı cumhuriyet fikrini ortaya atan, geliştiren isim ise Çanakkale’ den beri Türk halkının bağrına bastığı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk idi. “En büyük eserim Türkiye Cumhuriyetidir” diyen Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin ve onun gerektirdiği demokrasi anlayışının gelişmesi için Dünya’ da eşi benzeri görülmemiş hızla inkılaplar gerçekleştirmiştir. Demokrasi’ nin D’ sinin bile konuşulmadığı günlerde o, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesini sağlayarak birçok Avrupa ülkesini geride bırakmıştır. Onun açtığı yolda yürümek demokrasi, cumhuriyet yolunda hep ilerici adımlar atmaktır. “Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmektir”

Cumhuriyet dağdaki çobanın, fabrikadaki işçinin, tarladaki çiftçinin, sokakta yatan evsizin, kısaca hiçbir mezhep, ırk, sınıf kabul etmeksizin herkesin eşit hak ve fırsatlara sahip olarak insanca yaşama hakkının olmasıdır. Elbette eksiklerimiz çok. Bu fırsat eşitliğini yeterince sağlayamadığımız açıktır. Ancak düşünün ki Mardin Savur’ da 8 kardeşin 7.si olarak dünyaya gelmiş olan en prestijli bilim ödülü olan Nobel ödülünü alarak göğsümüzü kabartan Prof. Dr. Aziz Sancar “Atatürk olmasaydı, dolayısıyla cumhuriyet olmasaydı Nobel ödülünü alamazdım” diyerek kendisine kayıtsız şartsız, hiçbir kimsenin desteğine ve hatta kayırmasına ihtiyaç olmaksızın eğitim imkânı sağlayan cumhuriyete ve onun kurucusu Atatürk’ e dikkat çekmektedir. Nitekim Nobel ödülünü Anıtkabir’ e bağışlamış ve onu hak ettiği yere teslim ettiğini vurgulamıştır. Cumhuriyet işte budur. Kurtuluş savaşı yıllarında bile eğitim düşüncesinin önemine dikkat çekip cepheye en son öğretmenleri gönderen Mustafa Kemal yurt dışına eğitim amacıyla gönderdiği cumhuriyetin gençlerine ise şöyle demektedir: “sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyoruz, gür alevler olarak geri döneceksiniz”.

“Ey Türk istikbalinin evlâdı! Bir gün istiklal ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen her türlü ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”