İKİ TEMBEL AYICIK
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde iki tane küçük ayıcık varmış. Bunlar çok iyi arkadaşlarmış. Birinin boyu uzun ötekinin ise boyu birazcık kısaymış.
Güzel ve güneşli bir yaz günüymüş. Hava sıcak mı sıcakmış. İki ayıcık gezmeye çıkmışlar. Ormanda ağaçların arasında yürümüş yürümüşler. Zamanın nasıl geçtiğini hiç mi hiç anlamamışlar.
Kısa boylu olan ayıcık:
Ben çok yoruldum Artık biraz duralım mı demiş.
-Ben de oldukça yoruldum demiş uzun boylu ayıcık
İki arkadaş kocaman bir armut ağacının altına sırtüstü uzanıp yatıvermişler. Ağaçta sarı kocaman armutlar varmış.
Karnım çok acıktı demiş kısa boylu ayıcık.
– Ben de çok acıktım demiş uzun boylu ayıcık.
Ağaçta Sarı Sarı kocaman armutlar varmış.
Onlara baktıkça daha da çok acıkmış iki ayıcık arkadaş.
Kısa boylu ayıcık şu tepemizde duran armutları görüyor musun kardeşim demiş.
Canım onlar da birini yemeyi çok istiyor.
Uzun boylu ayıcık: Kahkahalarla gülmüş. “ Sen de benim düşündüğümü düşünüyorsun.”
Benim canım da armut istiyor demiş demiş ama kılını bile kıpırdatmamış. Oysa ayağa kalkıp elini uzatsa birkaç armut koparabilirmiş.
İstemiş ki bu işi arkadaşı yapsın.
Ama onun boyu kısacık nasıl yapsın. Bunu bile düşünmemiş ne yapmış peki ağzını açıp beklemeye başlamış.
Kısa boylu ayıcık şaşırmış. Ağzını neden açtığını merakla sormuş. Sus demiş ötekisi şu tam tepemdeki armudu görüyor musun? Az sonra düşecek onu afiyetle yiyeceğim. Beklemişler beklemişler beklemişler ama armut düşmemiş bir türlü.
“Delirdin mi sen” diye bağırmış kısa boylu ayıcık. Böyle beklersek açlıktan ölürüm.
“Ben ağaca çıkıyorum” demiş. Boyu uzun ayıcık oralı bile olmamış. Yalancıktan ağzı açık beklemeyi sürdürmüş.
Kısa boylu ayıcık ağaca tırmanmaya başlamış biraz zor olmuş ama sonunda ağaca tırmanmış.
Armutların En sarı , en sulularını yiyip iyice karnını bir güzel doyurmuş. Arkadaşı için de kocaman bir armut koparıp cebine koymuş. Sonra da ağaçtan inip arkadaşının yanına uzanmış. Mışıl mışıl uyumaya başlamış.
Uyandığı zaman uzun boylu ayıcık hala bekliyormuş ağzı açık bir şekilde o sırada rüzgar esmiş kocaman çürük bir armut boyu uzun ayıcığın burnuna pat diye düşmüş.
Kısa boylu ayıcık , bu olaya çok ama çok görmüş. Sonra da cebinden çıkardığı sapsarı kocaman sulu armudu arkadaşına uzattı vermiş uzun boylu ayıcıkta bu armudu afiyetle yiyip karnını doyurmuş.